Kişisel Başarının Değişmez 2. Kanunu

Kişisel Başarının Değişmez 2. Kanunu

 

Kendi Değerinizi Ortaya Koyun…

İçinde yaşadığımız evren, sayısız yapı taşlarından oluşmaktadır. Bunların her birinin üzerinde de tek bir tanrı, tek bir varoluş ilkesi, tek bir yasa, düşünen varlıkların paylaştığı tek bir sebep ve tek bir gerçeklik vardır.         

                                                                                                                                 MARCUS AURELIUS

Değerli Dostlarım, bu yazımda kendi potansiyelinizin farkına varabilmeniz adına farklı bakış açıları kazandıracak bir makale hazırladım.

Liderlerin ve hayatın her alanında başarılı olmuş insanların en önemli özelliklerinden bir tanesi, kim olduklarını, neyi beklediklerini, neye inandıklarını ve neyi temsil ettiklerini iyi bilmeleridir.

Birçoğumuz hedeflerimiz, değerlerimiz ve ideallerimiz konusunda kafa karışıklığı yaşamaktayız. Bu nedenle de hayatlarımızda bir ileri-iki geri giderek çok az şey başarıyoruz. Öte yandan, aynı fırsatlara veya çok daha azına sahip olmalarına rağmen lider duruma gelen kişiler yaptıkları her şeyde başarıyı elde ederler. Neden? Çünkü kim olduklarını ve neye değer verdiklerini iyi bilirler.

Bugüne kadar öğrendiğim kişisel gelişim modellerinin beni en çok etkileyeni; hayatın içeriden dışarıya doğru yaşandığıdır. Kişiliğinizin özünde sizin kişisel değerleriniz yatar. Değerleriniz, sizi siz yapan unsurlardır. Dışarıda yaptığınız her şey, içinizde yer alan değerleriniz tarafından size dikte edilir ve belirlenir. İçinizdeki değerler ne denli açık, belirgin ve kesin olursa, dışarıda yapacağınız işler de o denli etkili ve başarılı olur.

Kişiliğin 5 basamağı

Kişiliğinizi, eş merkezli halkalardan oluşan bir hedef tahtası gibi düşünerek gözünüzde canlandırabilirsiniz. Kişiliğiniz, iç içe geçmiş beş halkadan oluşur. Bunlar merkezde, sahip olduğunuz değerlerden başlayıp dışa doğru, inançlarınızdan oluşan bir sonraki halkaya doğru genişler. Kişiliğinizin üçüncü halkasını oluşturan unsur, gelecekle ilgili inançlarınız ya da başka bir deyişle beklentilerinizdir. Sevgi, merhamet ve cömertlik gibi pozitif değerlere sahipseniz, kendinizi iyi bir insan olarak algılarsınız. Kendinizi iyi bir insan olarak algılamanız halinde, başınıza iyi şeylerin gelmesini umarsınız. Başınıza iyi şeylerin gelmesini umduğunuzda ise, pozitif, güler yüzlü ve geleceği öngörebilen bir insan olup çıkarsınız. Başka insanlarda ve durumlarda daima iyi şeyler ararsınız.

Kişiliğinizin dördüncü kademesi, beklentileriniz tarafından şekillendirilen tavırlarınızdır. Tavırlarınız değerlerinizin, inançlarınızın ve beklentilerinizin bir tür dışa vurum şeklidir. İçinde yaşadığımız dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğu yönünde bir değere sahipseniz ve hayatta çok başarılı olacağınız şeklinde bir inancınız da varsa, başınıza gelen her şeyin size şu ya da bu şekilde yardımcı olduğunu görürsünüz. Sonuç olarak, diğer insanlara karşı olumlu bir zihinsel tavra bürünür ve onlardan da bunun karşılığını alırsınız. Her açıdan daha güler yüzlü ve iyimser bir insan haline gelirsiniz. İnsanların iş yapmak istediği bir kişi olur, her açıdan daha başarılı biri haline gelirsiniz. Pozitif zihinsel tavır ile büyük başarıların her zaman birlikte anılmasının nedeni de budur. NLP de tavır değişikliği, değer ve inançlarla oynayarak yaşam beklentilerinin değişmesi ile kişi tarafından otomatik gerçekleştirilerek yaşamın dengeye getirilmesidir.

Ben ortaokul ve lisedeyken sevilmeyen bir öğrenciydim. Arkadaşlarım, hocalarım ve hatta yaramazlıklarımdan dolayı kuzenlerimden ve akrabalarım tarafından bile sevilmezdim. Kimse benimle vakit geçirmek istemezdi. Okulda başarılı öğrenciler benimle arkadaşlık etmek istemez ve bende genelde benden daha başarısız, şımarık ve serserilik yapan öğrencilerle takılırdım. Şimdi ise insanlar benimle olmak istiyor, tanıdığım ya da beni tanıyan herkes benimle görüşmek, sosyalleşmek, çalışmak, etkileşimde olmak istiyor. Neden? İçten dışa değişen bir süreç olsa gerek!

Halkalardan beşincisi ya da kişiliğin bu son kademesi, sergilediğiniz hareketlerdir. Ortaya koyduğunuz bu hareketler, değerlerinizin, inançlarınızın, beklentilerinizin ve tavırlarınızın yansıması gibidir. Yaşamınız ve iş hayatınız boyunca elde ettiklerinizin daha ziyade iç dünyanız tarafından belirlenmesinin nedeni de işte bu noktada gizlidir. Aslına bakarsanız tüm kişisel gelişim modelleri içeriden dışarıya doğru çalışır. Dış dünyada zenginlik, mutluluk başarı ve sağlık istiyorsanız iç dünyanızda var olan değerleri, inançları, beklentilerinizi oluşturan altmodaliteleri, inançların çekirdekleri olan şemaları, tavır ve davranışları değiştirmeniz gerekiyor.

İçiniz neyse, dışınız da odur

İnsanların yaşam koşullarını izleyerek, zamanlarının büyük bir bölümünde neleri düşündüklerini kestirebilirsiniz. Pozitif ve iyimser hedefleri olan, ayrıca geleceğe yönelik planları bulunan bir insan hayatının büyük bir bölümünde mutlu, başarılı ve zengin bir yaşantı sürdürür.

Mevlana’ya göre insanın hayattaki en büyük amacı, kişisel vicdani mutluluk elde etmektir. Dışarıda yaptıklarınız, içsel değerlerinizle bir uyum sağlıyorsa, dünyada sizden mutlusu yok demektir. İyi ve doğru bildiğiniz kavramlarla uyum halinde yaşadığınızda, kendiniz ve dış dünyanız konusunda mutluluk duyarsınız.

Hedefleriniz, değerleriniz ve vicdan yani ruhsal yapınızla uyumlu olmalıdır. Aynı şekilde değerleriniz de hedeflerinizle uyum içerisinde olmalıdır. Büyük başarılar elde etmenin ve zirveye oynamanın çıkış noktası olarak kişisel değerlerin belirgin bir hale getirilmesinin şart koşulması da bu nedenledir. Değerlerinizin belirgin hale getirilmesi için, öncelikle hayatta sizin için önem taşıyan unsurları gözünüzün önüne getirmelisiniz. Ardından, tüm hayatınızı bu değerlere göre düzenlemelisiniz. İçinizde taşıdığınız değerlere zıt bir şekilde yaşamanız, üzerinizde stres, negatiflik, mutsuzluk, kötümserlik, kızgınlık ve hüsran duyguları yaratabilir. Kusursuz bir hayat oluşturma konusunda size düşen sorumluluk, yaptığınız her konuda ilk olarak kişisel değerlerinizi açıkça belirlemektir.

Gerçekten ne istediğinizi biliyor musunuz?

Kişisel gelişimin gurularından Franklin Covey şirketinin de sahibi olan Stephen Covey bir keresinde şöyle yazmıştı: “ Hayat merdiveninde yukarıya doğru tırmanırken, merdivenin doğru duvara dayandığından emin olun”. Birçok insan umdukları değil, buldukları hedef peşinden giderler ve günün sonunda da yaptıklarından hiçbir memnuniyet duymazlar. Bu tür insanlar otobüsün geçmediği caddelerin duraklarında otobüs beklerler.  Bu kişiler hep şunu sorarlar: “Var olan her şey sadece bu kadar mı?” Bu durum, dış dünyada yapılanların ( ve yaşananların ) içsel değerlerle uyum sağlaması halinde yaşanır. Başınıza bunun gelmesine izin vermeyin. Benim başıma gelen şeylerden biriydi bu. Bekliyordum durakta ancak bir türlü otobüs gelmiyordu! Bunun nedenini artık çok net anlıyorum. Değerli dostlar bugüne kadar binlerce kişi ile bire bir seans yaptım, yüzlerce kişiye eğitim verdim ve 20 yaşımdan beri kişisel gelişim, psikoloji, felsefe kombinasyonu ile uğraşıyorum. İnsanların neden umduklarını değil, buldukları ile yetinmek için harika potansiyellerini mahvettiklerini sanırım anladım.

Sizinle de paylaşayım. İnsanlar doğuştan gelen korkularının üzerine çaresizce ekledikleri korkulardan özgür davranamıyorlar. Şu dünyada neyi bitirsen her şey düzelir deselerdi herhalde korkular derdim. Otobüsün geçebilme ihtimali olan duraklara gitmeye korkuyoruz. Korkusuz insanlar mükemmeli yaşarlar derdim. Şu anda bu yazıyı hazırlarken bir yandan yazlığımızda annemlerle vakit geçiriyorum. Yeğenlerim vs.. bizle. Çok küçük olan en ufak yeğenim Erdem beyefendiyi biraz önce tuvalete kafasını sokarken gördüm! Ne özgürlük! Ne arıyor dersiniz? Bilmediği şeyleri öğrenmek için korkusuzca davranıyor.

Sokrates şöyle demiştir: “ Gözden geçirilmemiş bir hayat yaşanmaya değmez.” Bu söz hem kişisel değerleriniz ve hem de hayatınızın her alanı için geçerlidir. Zamanı, tıpkı bir futbol maçında devre arası gibi durdurmalı ve kendinize: “ Bu konuda sahip olduğum değerler, korkular nelerdir?” diye sormalısınız. Yaşamınızın devre arasında gibi görün kendinizi! Bu makaleyle bir farkındalık yaşayarak durakları değiştirmeye özgürce başlamaya ne dersiniz?

İçgüdülerinizi fark edin

Büyüklüğün temelinde özgüven yatar. Özgüven, sezgilerinizi, yani “kısık iç sesinizi” dinlemenizle kazanılır. Bireyler iç seslerini dinlediklerinde ve gittikleri yolda attıkları her adımda daha yüce bir gücün onlara rehberlik ettiğine güvendiklerinde büyük insanlar olmaya başlarlar.

Gerçek değerlerinizle uyum içinde yaşamak sizi, özgüvene, öz saygıya ve kişisel onura ulaştıran en mükemmel yoldur. Aslında, insanlığa ilişkin her sorun içsel ve kişisel değerlere göre düzenlenerek giderilebilir. Herhangi bir şekilde stres yaşamaya başladığınızda, kendi içinize bakın ve şunu sorun: “ Bu durumda içsel değerlerimle ne denli uyum içerisindeyim?”

Hareketlerinizin farkında olun

Gerçek değerlerinizin ve korkularınızın neler olduğunu söyleyebilir misiniz? Bunun cevabı basit. Davranışlarınız ve özellikle de baskı altında yaptığınız hareketler, sizin gerçek değerlerinizi yansıtırlar. Bir davranış biçimiyle diğeri arasında bir seçim yapmaya zorladığınızda, sizin için en değerli ve önemli olan kavramlara zıt bir tutum içine girmeniz de mümkündür.

Aslına bakılırsa değerler, hiyerarşik bir düzene sahiptirler. İçinizde bir takım değerlere sahipsinizdir; bunlardan bazıları çok yoğun ve önemliyken, diğerleri daha zayıf ve daha az önemlidir. Gerçekten kim olduğunuzu ve ne istediğinizi belirlemenize yardımcı olacak en önemli egzersizlerden bir tanesi, değerlerinizi öncelik sırasına koymaktır. Sahip olduğunuz değerlere atadığınız önemden emin olduktan sonra, dış hayatınızı da bunlarla uyumlu olacak bir şekilde düzenleyebilirsiniz.

Eski davranışlarınızı kontrol edin

Gerçek değerlerinizi belirlemenize yardımcı olacak bir takım yollar mevcuttur. Bunlar arasında size en çok yardımcı olacak verileri geçmiş hayatınızı inceleyerek bulabilirsiniz. Normal koşullarda ya da baskı altındayken ne türlü davranışlar sergilediğinizi hatırlıyor musunuz? Bir seçim yapmaya zorlandığınızda; zamanınızla veya paranızla ne türlü kararlar aldınız? Bu gibi sorulara vereceğiniz cevaplar, size hükmeden değerler konusunda çok önemli bilgiler sunacaktır.

Bob Whitemore, ( yıllar önce benim içimdeki sesi bulmama öncülük eden lider ) bir zamanlar şöyle yazmıştı: “ Bana, bir insana önem duygusunu tattıran bir şeyi söyleyin, size onun yaşam felsefesini anlatayım.” Hangi değerler ya da davranışlar size, kendinizi önemli birisiymiş gibi hissetme duygusu veriyor? Öz saygınızı ne yükseltir? Geçmişte, size büyük bir guru ve memnuniyet yaşatacak ne tür olaylara imza attınız? Bunlara vereceğiniz cevaplar, gerçek değerleriniz hakkında size güvenilir ipuçları sağlayacaktır.

İçinizden geleni belirleyin

Spritüel eğitmen Deepack Chopra, “gönül arzusunun” keşfedilmesinin taşıdığı önem konusuna dikkat çekmiştir. Gönlünüzün istediği nedir? Kalbinizin ta derinliklerinde, her şeyden daha çok, hayat olmak, sahiplenmek ve yapmak istediğiniz ne gibi düşünceler yatıyor? Tıpkı bir arkadaşımın bana sorduğu şu soru gibi: “Ünlü olmak için neye ihtiyacın var?” 

Sizin bulunmadığınız bir ortamda insanların sizi tanımlamak için ne gibi sözcükler sarf etmesini isterdiniz? Cenaze töreninizde insanların arkasından nasıl bilirdiniz sorusuna nasıl cevap vermelerini isterdiniz? Ailenizin, arkadaşlarınızın ve çocuklarınızın sizi ne şekilde hatırlamalarını istersiniz? İnsanların kendi aralarında sizin hakkınızda nasıl konuşmalarını istersiniz?

Şu anda nasıl bir üne sahipsiniz? Gelecekte nasıl bir üne sahip olmak istersiniz? Arzu ettiğiniz tarzda bir üne sahip olmak için bugünden itibaren neler yapmanız gerektiğine inanıyorsunuz?

Geçmişinizi geleceğinizle karıştırmayın          

Birçok insan geçirdiği büyüme evresi esnasında problemler yaşamıştır. Belki, zor zamanlar deneyimlemiş ve yanlış insanlarla ilişkiler kurmuşlardır. Kimi zaman yasadışı işlere karışmışlar veya toplum tarafından onaylanmayacak davranışlar içinde bulunmuşlardır. Kimileri ise, bu nedenlerle tutuklanmış ve mahkûm edilmişlerdir. Ancak hayatın belirli bir noktasında değişmeye karar vermişlerdir. Gelecekte gerçekten olmak istedikleri kişi halini alabilmek için kafa yormaya başlamışlardır. Hayatlarını içlerine (ve zihinlerine) taşıdıkları değerleri değiştirmek suretiyle değiştirmeye karar vermişlerdir. Bu tip kararları almak suretiyle de hayatlarını gerçekten değiştirebilmişlerdir.

Sürekli hatırlayın: Nereden geldiğiniz değil, nereye gittiğiniz önemlidir!

Her açıdan sıra dışı bir insan olsanız, başkalarına ne şekilde davranırsınız? Başkaları ile karşılaştığınızda ve onlarla konuştuğunuzda bu kişiler üzerinde nasıl bir etki bırakırdınız? Mükemmel bir insan olabileceğinizi hayal edin. Bugün olduğunuz kişiden hangi yönlerden daha farklı olurdunuz?

Kendinizi ne kadar seviyorsunuz?

Psikolojide, öz saygı, yani kendinize duyduğunuz saygı seviyeniz, mutluluk düzeyinizi belirler. Öz saygı, “kendinizi ne kadar çok beğendiğiniz” şeklinde açıklanır. Öz saygınız ise, öz imajınız ile tayin edilir. Bu, kendinizi ne şekilde gördüğünüz ve diğer insanlarla günlük ilişkilerinizde kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüz anlamına gelir. Öz imajınızı şekillendiren unsur, öz idealinizdir. Öz idealiniz ise, erdemlerden, değerlerden, hedeflerden, umutlardan, hayallerden ve tutkulardan oluşur.

İşte size psikologların keşfettiği bir şey: Herhangi bir anda sergilediğiniz davranışlar, ideal olduğunu düşündüğünüz davranışlar ile uyum içerisindeyse, kendinizi beğeniyor ve kendinize saygı duyuyorsunuz demektir.

Öte yandan, ideal davranış biçimi ile uyumsuz hareketler sergiliyorsanız, negatif bir öz imaj deneyimi yaşarsınız. Bu durum çekirdek inancınızın özü olan ŞEMA ’lara karşı koyar ve böylece bu gibi durumlarda elinizden gelenden daha azını yapıyormuş gibi bir hisse kapılırsınız. Sonuç olarak, öz saygı ve mutluluk seviyenizde bir azalma meydana gelir.

Kendi en iyinizi bulun ve uygulayın

Beni tanıyan herkes yaşamın “en”lerine ne kadar önem verdiğimi bilir. En yüksek seviyedeki ideallerinizle uyum içersin de yürümeye, konuşmaya ve davranmaya başladığınızda öz imaj seviyeniz yükselir, bununla birlikte kendiniz ve etrafınızdaki dünya konusunda daha olumlu şeyler düşünmeye başlarsınız.

Başka bir insan tarafından size bir iltifat yapıldığında veya belirli bir şey için ödüllendirildiğinizde, kendinize olan saygınız inanılmaz derece artar. Kendinizi daha mutlu hissedersiniz. Bu gibi durumlarda tüm yaşantınızın bir uyum içerisinde olduğunu ve en yüksek seviyedeki ideallerinize uygun biçimde yaşadığınızı düşünürsünüz. Kendinizi başarılı ve değerli görürsünüz.

Yaptığınız her şeyde öz saygınızı yükseltmek amacına uygun davranın. Hayatınızı daha şimdiden, ilerde olmak istediğiniz insan gibi yaşamaya başlamalısınız.

Türkiye’ye gelen eğitmenlerden biri olan Avustralyalı Debra Wylde bir eğitim kutlamasında   ( büyük bir yapı oluşturacaksan büyük bir lider gibi davranmaya başlamalısın ) demişti. Şimdi bunu neden söylediğini çok iyi anlıyorum.

Değerlerinizi fark edin

İşiniz ve kariyeriniz bakımından bugün taşıdığınız değerler nelerdir? Dürüstlük, güvenilirlilik, yaratıcılık, işbirliği, inisiyatif, tutku ve diğer insanlarla iyi geçinme gibi değerlere olan inancınız hangi seviyede? Söz konusu değerleri işlerine yansıtabilen insanlar yaptıkları işlerde başarılı olurlar ve saygı görürler.

Aileniz açısından bakıldığında taşıdığınız değerler nelerdir? Koşulsuz sevgi, sürekli cesaret, sabır, affetme, cömertlik ve sıcaklık gibi değerlere inanıyor musunuz? Bu gibi değerleri etraflarındaki insanlar üzerinde uygulayan insanlar, böyle davranmayanlara oranla daha mutlu olmaktadırlar.

Para ve mali başarı konusunda taşıdığınız değerler nelerdir? Dürüstlük, tutum, tasarruf, eğitim, kusursuz performans, kalite ve sebat gibi değerlere inanıyor musunuz? Bu gibi değerleri uygulayabilen insanlar, mali yaşamlarında diğer insanlara oranla daha başarılı olurlar ve mali hedeflerine daha çabuk ulaşırlar.

Peki ya sağlığınız? Öz disiplin, kendi kendinize hükmetme, diyet bakımından otokontrol, egzersiz ve dinlenme hususlarının önemine inanıyor musunuz? Sağlık ve zindelik bakımından kendinize yüksek standartlar belirleyip bunları günlük hayatınıza yansıtabiliyor musunuz? Bu tip değerleri uygulayabilen insanlar, uygulayamayanlara oranla daha uzun ve sağlıklı yaşamaktadırlar.

Ne istediğinize odaklanın

Şunu hep hatırlayın, zamanınızın büyük bölümünde ne düşünürseniz dönüşeceğiniz de odur. Başarılı ve mutlu insanlar daima sahip oldukları değerleri düşünürler ve bu gibi değerleri hayatlarının her gününde ne şekilde uygulayabilecekleri konusunda kafa yorarlar. Hayatınızı kendi değerlerinizle ne denli uyumlu yaşarsanız, o denli mutlu, sağlıklı, pozitif ve enerjik olursunuz.

Kendinize doğru söyleyin

Belki de en önemli değer dürüstlüktür. Bir milyarder  bir keresinde şöyle demişti: “Dürüstlük aslında kendi başına bir değer değildir; dürüstlük daha ziyade diğer değerleri oluşturan temel bir özellik taşımaktadır.”

Bu söz benim için önemli bir içe bakışa neden olmuştur! Değerlerinizle uyum içinde yaşamaya karar verdiğinizde, içinizde taşıdığınız dürüstlük duyguları, bu kararınıza uyup- uymayacağınızı belirler. Arzu ettiğiniz değerlerinizle bir uyum içerisinde yaşama konusunda kendinizi ne kadar çok disipline ederseniz, kişisel dürüstlük seviyeniz o oranda artar. Dürüstlük seviyeniz arttıkça da, yaptığınız her şeyde kendinizi daha mutlu ve güçlü hissedersiniz.

Önemli yerlere gelmiş ve “başarılı” olmuş kişiler, son derece yüksek dürüstlük seviyesine sahip olan insanlardır. Bu tip insanlar sahip oldukları en yüksek değerlerle uyum içerisinde yaşarlar, etraflarında hiç kimse olmasa bile. Öte yandan vasat kişilerse, özellikle yanlarında hiç kimse olmadığında, dürüstlüklerinden ödün verirler.

Başkalarına karşı açık olun

Bugünden itibaren onurlu biri olmaya karar verin. Daima doğruyu söylemeye ve hem kendinize, hem de başkalarına karşı açık olmaya çalışın. Hayatınızın her alanındaki değerleri netleştirin. Bunları tek tek kâğıda dökün. Bu değerlerle uyum içerisinde yaşayan bir insan olduğunuzda nasıl davranacağınızı düşünün ve herhangi bir nedenden ötürü onlardan ödün vermeyi kesinlikle reddedin.

Hayatınız ve başınıza gelecek her şey konusunda sorumluluğu üstünüze alıp, kusursuz geleceğiniz için ideal bir şekil ortaya çıkardığınızda, otomatik olarak hayatınızın her alanında kendinize belirli hedefler koymaya başlarsınız. Böylelikle de, artık kendinizi yıldızlara doğru fırlatacak bir fırlatma rampası haline gelmiş olursunuz.

                                KENDİ DEĞERLERİNİZİ BELİRGİN HALE GETİRİN

  1. Hayatınızın şu anki bölümünde sizin için en büyük önemi taşıyan üç ya da beş değerin bir listesini yapın. Gerçekten neleri değerli buluyorsunuz ve neyi temsil ediyorsunuz?

  2. Korkusuzca otobüslerin geçtiği duraklara gitmenizi hangi korkularınız engelliyor?

  3. Sizi tanıyan insanlar arasında hangi özellikleriniz ve değerleriniz iyi olarak bilinir?

  4. Diğer insanlarla olan ilişkilerinizde size rehberlik ettiğini düşündüğünüz en önemli değerleriniz sizce nelerdir?

  5. Para, mali başarı ve ilişkilerinizde değerleriniz nelerdir? Bu değerleri günlük hayatınızda uyguluyor musunuz?

  6. İdeal insan anlayışınızı, yani hiçbir kısıtlama olmasaydı kimin yerinde olmak isteyeceğinizi tanımlayın.

  7. Cenaze namazınızda hoca ‘’nasıl bilirdiniz’’ dediğinde insanların zihinlerinde ne tür flaşlar oluşmasını istersiniz? Lütfen yazın!

  8. Değerlerinizle daha iyi bir uyum içerisinde yaşamanıza yardımcı olacak şekilde, davranışlarınızda ne gibi değişiklikler yapmak isterdiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, size daha iyi bir tarama deneyimi sunmak için çerezler kullanmaktadır. Bu web sitesinde gezinerek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.